Cumartesi Sendromu ve Çalışan Mutluluğu
Bir süredir çalışma sürelerine taktım. Bildiğiniz üzere iş kanuna göre haftada 45 saatlik bir çalışma süresi var. “Mavi yakalı” olarak isim verilen fizik gücü, el gücü, kol gücü ile çalışanları; çalışma süreleri, fazla mesaileri daha belirli olduğu için bir tarafa bırakıyorum. Türkiye’de hâlâ birçok firma beyaz yakalılarını gereksiz yere 45 saatten fazla çalıştırdığı gibi bir de üstüne üstük cumartesileri işe çağırıp hiçbir şey yapmadan ofiste oturmalarını sağlayıp eziyet ediyorlar.
Türk patronlar hâlâ “Onlara aylık maaş veriyorum işi olsa da olmasa da gelecek orada duracak” kardeşim modundalar. Burada; süreli, anındalık içeren, satış tabanlı, insan sağlığı ve güvenliği ve de eğitimle ilgili işleri dışarıda bırakıyorum. Sözüm ofis, masa başı, destek hizmetler ve süreli işi olmayan çalışanlarla ilgili.
Dışarıda bıraktığım işlerle ilgili de çalışma sürelerinin haftada 45 saat olduğunu belirteyim. Bu saatlerin üstünde kimse kimseyi çalıştıramaz. Çalıştırınca da fazla mesai öder. Ama gelin görün ki hâlâ birçok firma çalışanına zulmediliyor. Çalışanın üstünden haksız kazanç elde ediyor. Bırakalım yasaları, çalışanın emeğinin karşılığını vermemek, çalmak %99’u Müslüman olan bir ülkede haram değil mi?.. Ne yazık ki 45 saat kuralına bugün kendini muhafazakâr-dindar konumlayan firmalar bile uymuyor.
Birçok firmada deneyimim var. Haftada 45 saat çalışan (8.00-12.00/13.00-18.00), cumartesileri çalışmayan firmalar kesinlikle daha başarılı, çalışanlar daha fazla motive ve de kesinlikle daha mutlu oluyor.
Düşünün bir çalışan haftada 6 gün 8.00-18.00 çalışsın. Bu kişi ne zaman dinlenecek, ne zaman özel işlerini yapacak, ne zaman nefes alacak, ne zaman faturalarını ödeyecek, ne zaman çocuğunun bir işini, ailesinin bir işini halledecek? Ne zaman? Pazar günü mü? Pazar günü alışveriş dışında ne yapılabilir ki? Her yer kapalı. İşte bu nedenle insanları sonuç odaklı çalıştırmak ve cumartesi günleri eziyet edip çalıştırmamak çok önemli.
Bir firma cumartesi günleri mesai yapıyorsa bilin ki o firma iyi yönetilmiyordur ve çalışanına zulmediyordur. Bunu bilir bunu söylerim söylemeye de devam edeceğim.
Belki de şu soruyu sormak lazım: Niye patronlar zorla, hiçbir işi olmayan insanı, cumartesi günü ofislerine kapatıyorlar acaba? Yakında “psikopat patronlar” diye bir yazı serisine başlayacağım. O yazıda bu sorumun yanıtları olacak. Burada şunu belirteyim: Soma’daki cinayette “psikopat patron sendromu” devredeydi. Psikopat patronların davranışlarının sonuçları her zaman 301 kişiyi öldürmüyor. Bazen binlerce kişiyi mutsuz yaşatıyor ama ölmedikleri için haberimiz olmuyor!
Çekirgelik
Bir kitap bir aynadır. Ona bir eşek bakacak olursa karşısında elbette bir evliya görmez. Goergo C. Lichtenberg
Ali Atıf BİR
— Yazı için Öner Gündoğdu’ya Teşekkürler
Uyan yerler var uymayan yerler var hocam, benim çalıştığım yer uyuyor. Hakedenin hakkını vereceksin zaten. Ne demiş peygamberimiz teri kurumadan hakkını vermelisin.
Sadece cumartesi günü çalışmaları değil, mesai tam biterken çalışanın önüne yığılan işler de maalesef birer stres kaynağı ve mutsuz olma sebebi.